SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

DİYAT BAHSİ

<< 4497 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَعِيلَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ بَكْرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْمُزَنِيُّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ أَبِي مَيْمُونَةَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ مَا رَأَيْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ رُفِعَ إِلَيْهِ شَيْءٌ فِيهِ قِصَاصٌ إِلَّا أَمَرَ فِيهِ بِالْعَفْوِ

 

Enes b. Mâlik (r.a) den; şöyle demiştir:

 

Rasûlullah (s.a.v.)'e kısası gerektiren bir suç (lu) getirildiğinde, onun ancak affı emr (tavsiye) ettiğini gördüm.

 

 

İzah:

Nesâi, Kasâme. İbn Mace, diyât

 

Hz. Enes'in bu hadisinden, Rasûîullah (s.a.v) in, huzuruna getirilen kısaslık bir dâvada hüküm  vermeden Önce, cinayete mâruz kalan yaralıya veya mağdur ölmüşse onun vârislerine mütecavizi affetmeleri için tavsiye ve teşvikte bulun­duğu anlaşılmaktadır. Metindeki, Rasûlullaha nisbet edilen emir, tavsi­yedir. Çünkü eğer maksat direkt emir olsa idi, cinayete mâruz kalan ki­şi veya varisler için kısası affetmeleri seçeneksiz şart olur ve buda âye­te muhalif düşerdi. Bu noktay-ı nazarlardan anlıyoruz ki, buradaki emir­den murat teşviktir.